ÖĞRETMENLER İÇİN

» Karne Görüşleri

» Konuşma Metinleri

» Ders Kesim Raporları

» Proje Konuları

» Performans Görevi Konuları

» Dilbilgisi Konuları

» Matematiği Sevdirmenin Yolları

» Okuma Alışkanlığı Kazandırma

» Eğitici Oyunlar

REHBERLİK ETKİNLİKLERİ

» 1.Sınıf Rehberlik Etkinlikleri

» 2.Sınıf Rehberlik Etkinlikleri

» 3.Sınıf Rehberlik Etkinlikleri

» 4.Sınıf Rehberlik Etkinlikleri

» 5.Sınıf Rehberlik Etkinlikleri

» 6.Sınıf Rehberlik Etkinlikleri

» 7.Sınıf Rehberlik Etkinlikleri

» 8.Sınıf Rehberlik Etkinlikleri

BİLİM VE TEKNOLOJİ

» Türk Bilim İnsanları

» Bilim İnsanları ve Çalışmaları

» Bilim İnsanları ve Buluşları

» İcatlar ve Buluşlar Tarihi

» Buluşlar ve Hikayeleri

» Önemli İcatlar

» İcatlar ve Mucitleri

» Türk Mucitler ve İcatları

» Türklerin Yaptığı İcatlar

» 20.Yüzyılın İcatları

» Yüzyılın Buluşları

TÜRKÇE

» Türk Dilleri Ailesi

» Türkçenin Tarihi Gelişimi

» Şiir Bilgisi

» 100 Temel Eser Listesi

» Anlatım Biçimleri

» Kitap Özetleri

» Noktalama İşaretleri

» Yazım Kuralları

» Kompozisyonun Tanımı-Çeşitleri

» Kompozisyon Nasıl Yazılır

» Kompozisyon Konuları

» Kompozisyon Örnekleri

EDEBİYAT

» Edebiyat

» Pratik Edebiyat Bilgileri

» Türk Edebiyatının Dönemleri

» Türk Edebiyatında Roman

» Türk Romanı Kronolojisi

» Türk Edebiyatı Roman Özetleri

» Dünya Edebiyatı Roman Özetleri

DENEYLER

» Vücudumuzla İlgili Deneyler

» Bitkilerle İlgili Deneyler

» Biyoloji Deneyleri

» Diğer Deneyler

MÜZİK

» Müzik Nedir

» Müziğin Tarihçesi

» Genel Müzik Bilgisi

» Müzik Terimleri Sözlüğü

» Türk Müziği Çalgıları

» Türk Halk Müziği

» Türk Sanat Müziği

» Yurdumuzun Ünlü Müzisyenleri

EĞİTİCİ BİLGİ

Forum

=> Daha kayıt olmadın mı?



Forum - Ülkelerin çay kültürleri

Burdasın:
Forum => SERBEST BÖLGE => Ülkelerin çay kültürleri

<-Geri

 1 

Devam->


admin
(şimdiye kadar 261 posta)
14.01.2012 13:03 (UTC)[alıntı yap]
Nice efsanelere konu olmuş geçmişiyle diyar diyar gezerek günümüze kadar ulaşan büyülü sıvı.


Uğradığı her durakta iz bırakarak farklı kültürlerce içselleştirilerek yolculuğuna devam eden ettikçe de adına has kendi kültürünü müjdeleyen


Çayın kültürü üzerine Uzak Doğu'dan Avrupa'ya bir gezintiye ne dersiniz?


Japon Çay Seramonisi

Dünyada "çayın babası" olarak bilinen Dharma'dan yola çıkarak yüzyıllar içinde çeşitli evrimler geçirip günümüze kadar ulaşan çay geleneği Japonya'da çay seramonisi adı altında işlenmeyi sürdürüyor. Günlük çay ritüellerini felsefeleriyle harmanlayarak kültürlerine yansıtan Japonlar çay içme ve ikram etme eylemine kattıkları estetikle başlı başına bir sanat düşünsel zenginlikle başlı başına bir ayin boyutu kazandırmışlar.

Tipik bir Japon evinin özel dizaynlı bahçesinin en sade bölümünde sadece çay törenlerinde kullanılmak üzere özel tasarlanmış Hoshoan adı verilen küçük bir ev bulunur. Alçakgönüllü olma esasını hatırlatmak amacıyla ancak eğilerek girilebilecek kadar küçük tutulmuş kapısından bu eve girerken erkeklerin silah bayanların da zinet eşyaları ile girmeleri yasaklanmıştır. Bu yasak dünya zenginliği ve gücünden arınarak tevazuya bürünmeyi simgelerken eşya ve detaya boğulmadan döşenmiş ev de bunu destekler nitelikte son derece sade çizgilere sahiptir.

Japon çay seramonilerinde her mevsim için farklı kaseler ve araçlar kullanılmaktadır. Törenlerde kama (çaydanlık) chasen (çayı karıştırmak için kullanılan bambu fırça) chawan (çayın sunulduğu kase) chakin (peçete) gibi araçlar kullanılırken sunulan çay en taze çay yapraklarının öğütülmesiyle elde edilen meşhur yeşil çaydır.

Ev sahibi ile misafir arasındaki ilişkinin birbirlerini son görüşleri birbirlerine son hizmetleriymişçesine özen ve hürmete dayandırıldığı Japon çay seramonisi Japon inceliğinin hayata gelmiş en güzel örneklerinden biridir.


Kaseyi tutuştan çayı karıştırmaya çay koymadan peçetenin kullanımına kadar her hareketin belli adap ve zerafet kuralları dahilinde vücuda geldiği ve derin bir felsefenin yansıması olan bu seramonileri tekdüzelikten çıkaran en önemli unsur ruhtur. Japon inanışına göre töreni yapacak kişinin tören öncesi ruhen arınması ve konsantre olması gerekmektedir. Törene katılan diğer kişilerin de minimalize edilmiş bir dansta bile olduğu gibi bütün varlıklarını katmaları birlikte törene katıldıkları insanlarla temas kurabilmeleri beklenmektedir. Kollektivist yaşam anlayışını benimsemiş bir toplum olan Japonlar bu uygulamalarla simgesel olarak toplumsal uyumu kutsarken çayı uygunluğun sanatı olarak yorumlamışlardır.


İngiliz Beş Çayı

Fransa ve Hollanda'dan sonra İngiltere'ye sıçrayan çay çılgınlığı 16. yüzyıldan 17. yüzyıla geçiş süreci içinde 10 yıl gibi kısa bir dönemde 6'ya katlayan ithalatı ve tüketimiyle İngiliz toplumumun her seviyesinden insan tarafından rağbet gördüğünü gözler önüne sermektedir.

İngiltere henüz çay ile tanışmadan önce İngilizler sabah kahvaltısı ve uzun süren ağır akşam yemeği olmak üzere günde iki öğün yemekteydiler. Ancak Bedford Düşesi Anna'nın Akşamüstleri bitkin düşmesi ile ortaya çıkan sonraları Kral Edward'ın sohbet ortamı için hoş bir ortam yaratma amacıyla küçük çay ziyafetleri düzenlemesi sonucu gelenek haline gelen Beş Çayı İngiltere'den tüm dünyaya yayılmıştır.

Bir İngiliz çay davetinde sohbetin akışının yiyecek ve içeceklerle kesilmesi hoş karşılanmazken bu durum her ne kadar çayın sohbet için bir bahane teşkil ettiğini düşündürse de İnglizlerin çaya yaklaşımı çayı keyif kültürlerinin temel parçalarından biri olarak gördüklerini kanıtlar niteliktedir. Davetlerde Çin çayı Hint çayına tercih edilirken limonlu sütlü ya da kremalı sunulur. Çayın yanında ise küçük sandviçler ve el yapımı çay pastaları tercih edilir.

İngiliz evlerinde çay içmek için ideal iki mekan vardır: Hemen her evde bulunan şöminenin önü veya pencere cumbası. Evin hizmetçisi yoksa evin sahibesi misafirlerini selamlayıp çay servisi için mutfağa gider. Çay saati için iki ayrı masa hazırlanır. Biri çay gereçleri ve fincanlarından diğeri ise tabaklar ve leziz ikramlardan oluşan masalarda çay makinesi ya da en basitinden çayın sürekli sıcak kalmasını sağlayacak semaver de bulunur. Sunuma öncelikle çay servisiyle başlanırken çay ziyaretleri ortalama bir saat kadar sürer. Günümüzde İngilizlerin çoğunun gündüz saatlerinde çalışıyor olması bu geleneğin ölmeye yüz tutması tehlikesini beraberinde getirse de çoğu İngiliz ailesi açısından en azından ailenin bir araya gelmesi için günün tek fırsatı olan Beş Çayı alışkanlığını sürdürmeye gayret ettiği bilinmektedir.


Hollanda'da yaygın olan bahçede çay keyfinden esinlenerek Çay Bahçeleri fikrini İngilizler geliştirmişlerdir. Öncelikle sadece asillerin buluştukları ve orkestra konserler tiyatro oyunları bahçe yürüyüşleri gibi aktivitelerle renklendirilen çay bahçeleri giriş serbest hale geldiğinde İngiliz toplumunun sınıf farklarını yıkarak kaynaşmasında çok önemli bir misyon üstlenmiştir. Bahşiş de İngiliz çay bahçelerinde güzel servisi takdir etme amaçlı ortaya çıkmış bir uygulama olup zamanla dünya literatüründeki yerini almıştır.

Rus Çay Geleneği

1618'de Çin büyükelçiliğinde Çar Alexis'e çeşitli şekillerde sunumuyla başlayan Rusya'da çay geleneğinin gelişimi Çin ve Rusya arasında imzalanarak ticaret serbestisi getiren anlaşmayla hız kazanmıştır. 1600lü yıllarda 11.000 mil uzunluğundaki 16 ay süren yolculuk sonunda Rusya'ya ulaşan ancak yüksek maliyeti nedeniyle sadece zenginlere hitap eden çay 1796'da Çariçe Catherine'in ölümünden sonra hızla düşen fiyatıyla Rus toplumunda hızla kabul görmüştür. Sıcaklığı ve dinç tutma özelliğine sahip uyarıcılığı sayesinde çay Rus yaşam stili için ideal bir içecek olmayı başarmıştır.

Ruslar Tibet usulü demlikten esinlenerek sıcak su ve demlenecek çay için ayrı ayrı iki parçadan oluşan semaveri benimsemişlerdir. Semaverler klasik bir Rus evinin genellikle ortasında durup gün boyu kaynayan ve bir seferde 40 fincan kadar çay servis edebilen niteliktedir. Semaver geleneğinin yanısıra Türk kahvesi kültürüne benzerliğiyle dikkat çeken gümüş tutacaklı cam bardaklarla çay servisi alışkanlığı da Rusya ile Asya arasındaki kültür etkileşimini gözler önüne seren diğer bir ayrıntı özelliği taşımaktadır.

Rus çay geleneği dahilinde şeker bal ya da reçelle tatlandırılmış şerbeti bol ve çok demli çay tercih edilirken Rusya'daki göreceli kısa tarihine rağmen kültür içinde hızla özümsenerek Rusların dünyaca ünlü votkası ile birlikte ulusal içeceği olarak anılmayı başarmıştır.

Türkiye'de Çay

Diğer medeniyetlerden ülkemize gelinceye kadar edindiği birikimin ışığında kültürümüzle yeniden yoğurduğumuz çay öncelikle sabah kahvaltısı soframızın sonrasında da ikindi ve akşam sohbetlerimizin müdavimlerinden olmuş çıkmış. Genellikle ince belli cam bardakta sunulan çayın tavşan kanı adı verilen dem ölçüsü esastır. Hala yöreden yöreye yaygın bir şekilde kullanımını sürdüren semaverler ise otantik çay bahçelerinde meraklılarıyla buluşmayı sürdürmektedir.
5000 yıllık tarihe sahip çay her ne kadar Türklerin yaşamına geç girmişse de temiz girmiş. Gün boyunca çay içmemizin yanı sıra kendimize özgü demleme usulü ince belli cam bardaklar kıtlama çay gibi katkılarımızla çayın kültür tarihine eklediklerimiz gözardı edilemez. Bunlardan ilki iyi bir çay demlemenin olmazsa olmaz kurallarından biri olan demliğin sıcak olması şartını demliği çaydanlığın üstüne oturtularak ustaca ve güzelce çözümlememizdir.


Buna karşın; çayın acıyıp tadının bozulmasını önlemek için; demledikten sonra çayı süzdürüp başka bir demliğe boşaltmıyoruz o da işin ayrı bir yanı.

Peki Türk çay kültüründe olmayan; Amerikan icadı poşet çay çay topları ve ağları fazla aromalı çaylar çaya çok süt ve limon koymak çayı metal demlikte demlemek yani çaya karşı özensiz davranmak.

Türkler Anadolu'ya gelmeden öncede çayı bilmelerine karşın; çayın Türkiye'ye gelmesi ancak birkaç yüz yıl önceye dayanmaktadır. Çay içiminin Anadolu'da yaygınlaşması 19. yüzyıldan itibaren olmuştur. Türklerde çayın yaygınlaşmasına ilişkin şöyle bir hikaye anlatılır:


Hoca Ahmet Yesevi bir gün Hıtay sınırında Türkistan karyelerinden birine misafir olur. O gün hava çok sıcak olduğu için çok yorulmuştur. Evine misafir olduğu Türkmenin komşusunun zevcesi doğum yapmak üzeredir. Türkmen Hoca Ahmet Yesevi'den dua ister Ahmet Yesevi de dua eder. Allah'ın izniyle Türkmenin isteği hemen olur. Türkmen bu duruma çok memnun olur. O yörenin önemli bir ikramı olan çay kaynatıp getirir. Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra "Bu şifalı bir şey imiş hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin" diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur.


Halk kültürü ve etnografyasında çay önemli bir yer tutar. Çay bugün sosyal hayatımızda yerini dolduramayacak derecede sağlamlaştırmış onun etrafında oluşan kültürüyle birlikte yaşamaktadır.

Sabah kahvaltısından gecenin geç saatlerine kadar hayatımızın içinde bulunan çay değişik kültürel değerlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.


Çayla ilgili; tekerlemeler bilmeceler mani ve türküler ilahiler efsaneler fıkralar gelenek ve görenekler başlı başına kültürel değerlerdir. Hatta çay kelimesi Çince olduğu halde sözlüklerde ve deyimlerde yerini bulmuş geniş bir kelime ve deyim sayısına ulaşmıştır. Çay Çay Bahçesi Çay Bardağı Çay Demlemek Çay Fincanı Çay Fidanı Çay Fidesi Çay Kaşığı Çay Takımı Çay Vermek Çay Molası Çaycı Çaycılık Çaydanlık Çay Parası Çayevi Çaygiller Çayhane Çay Kazanı gibi kelimelerin yanında; Tavşan Kanı Çay Çay İçmek Kıtlama Çay Çayı Höpürdetmek Çay İkram Etmek Paşa Çayı gibi deyimlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
Yetiştirilmesinden hazırlanıp tüketilmesine varana kadar olan çay kültürü bir çay etnografyasını da ortaya çıkarmıştır. Çay kesilmesine yarayan makaslar sepetler kutular demlikler semaverler çay kazanları bardaklar fincanlar kaşıklar tepsiler vb. hepsi çay kültürünün etrafında oluşan etnografik maddelerdir.


Bunlardan en önemlisi çayın kendisinden ayırd edemeyeceğimiz semaver kültürüdür. Semaver 19. yüzyıldan itibaren Ortaasya'da yaygın olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Ahmet Yesevi'den gelen mirasla çayın şifalı olduğuna inanıldığı gibi semaverin de şifa dağıtıcısı olduğuna inanılır hale gelmiştir. İnsanlara bir hayat muhabbet verici dertlere deva olarak görülür. Semaverin şifa dağıttığına o kadar inanılırdı ki hamam çıkışında ve mevlitlerde insanları rahatlatmak için semaver kaynatılır ve çay içilirdi. Semaver edebiyatımızda da başlı başına bir yer tutmaktadır. Semaver şifahaneye benzetilmiştir.


Daha düne kadar yurdumun kahve ve çay bahçeleri "cafe"lere özenerek cam bardağı ortadan kaldırmış porselen ya da cam fincanlarda servis yapmaya başlamıştı. Bir de tabii poşet çay girdi ki yaşamımıza "cafe"lerin dışında kimi evlerde de yüz yıllık çay demleme usullerimiz hemen rafa kaldırıp demlik poşeti çaylar fincanda sunulmaya başlandı. Allah'tan şimdilerde turistlere porselen/seramik fincanda poşet çay sunmanın pek de zekice bir şey olmadığı kavranmaya başlandı. Bunda "Yunanlılar ince belli cam bardakta çay veriyormuş" haberinin etkisi oldu mu bilmiyorum ama son zamanlarda "cafe"lerden başlayarak çay bahçelerinde de çay severlerin ısrarı üzerine ideal boyutta olmasa da cam bardaklar kullanılmaya başlandı. Hani şu nedense "Ajda Pekkan bardağı" denen iri bardaklar. Ama gerçek çay severlerin gönlünde yatan küçük ince belli bardaklar tabii ki.
Gün boyunca çay içmemizin yanı sıra kendimize özgü demleme usulü ince belli cam bardaklar kıtlama çay gibi katkılarımızla çayın kültür tarihine eklediklerimiz yadsınamaz hele türkülerimize ilahilerimize manilerimize de girdiği hatırlanırsa.

Erzurumlu ve Çay

Yaptiğimiz yöreyle ilgili toplamalarda 1895 yilindaki kolera salgininda bölgenin vali paşasinin insanlara şehrin kavşak noktalarina koydurduğu dev kazanlarda kaynattiği dev kazanlarda demlettiği çayi içirdiğini kaydetmişiz. Kolera savaşinda hele ilaçlarin olmadiği devirlerde tek çare mikroplari öldürerek insanlarin hastalanmalarini önleyebilmekteydi.

Böylece hastalikla başa çikabilmişler. Sonra çay içme bir alişkanlik olmuş bu şehirde. Sebze meyve de olmadiğindan vücudun su ihtiyaci çayla karşilanmiş. Demiryolu gelip üretim merkezleri yakinlaşinca çayin önemi azalmiş ister istemez.

Çayin kültür tarihini yazanlar ne yazik ki Erzurum'daki çay adetlerinden bahsetmiyorlar. Erzurum'da yaşayan insanlar yaziyor mu ki bu konulari?


Eski devirlerde bir kantariye mağazasinda şunlar bulunurdu: şeker çay kahve sigara kibrit sabun tarçin havlucan kara ve kirmizi biber baharat kova ve inşaat malzemesi. O zamanlarda Erzurum'da kantariye üzerine iş yapan kuvvetli müesseseler mevcuttu. Nemlizadeler Rum Kabayanidi gibi koskaca birer hani işgal ederek kantariye ticareti yapan büyük tüccarlar dahi bulunmakta idi. Erzurum'un ithal ettiği şeker; büyük miktarlara baliğ olur şekr nakliyati deve at mekkareleri çift atli dört atli arabalarla yapilirdi. Van hakkari Bitlis Muş gibi vilayetlerin şeker ihtiyaci Erzurum'dan gönderilen ikiyüz üçyüz çuvallik partilerle temin olunurdu.


Şeker ithalati hassaten Fransa'dan ve bir miktar da Rusya'dan yapilirdi. Rusya'dan gelen mallar arasinda semaver de sayilmaktadir. 1914 senesinden evvelki ithalat: Trabzon iskelesine transit çikartilan ithal mallari: Şeker çay. İstanbul'dan mübayaa edilen . şeker çay kahve. Rusya'dan Kötek kapisi tarikiyle ithal olunan . semaver bir kisim sahil halki da at ve katirlari vasitasiyla Erzurum'un tütünşeker çay. gibi mübrem ihtiyaçlarini karşilamişlardir. Ruslar ile yapilan ticari anlaşmada Erzurum tüccarlari Ruslarin Erzurum'daki mümessiliolan Zorkorstorg şirketiyle anlaşmalar yapmişlardir. Ruslara canli hayvan ve hayvan mahsülleri satarak onlardan şeker tuhafiye ve manifatura almişlardir. Komşu vilayetlerin ticaret adamlari . kantariye. ihtiyaçlarini Erzurum'dan karşilarlardi. Kantariyecilerin büyük çoğunluğu Kongre Caddesi ve Hacilar Hani civarinda yerleşmişlerdi.


Nasil bağlayalim bunu? Rize'de üretilen siyah Doğu Karadeniz çayindan bahsediyoruz. Yaylalardan kartal yuvasi benzeri yerlerden aşaği bakarsin islanmakta olan çay bahçelerini görürsün. Hani oralar yurdumuzun yağmur turizmi bölgeleridir.

". bu havali ahalisi çay istimaline be-gayet mümhemikdirler. Zengin fukara her kim olursa olsun umumiyet üzre sabahları hanelerinde çay istimal ettikleri gibi; kıraathanelerde kahveden fazla çay sarfiyatı vuku buluyor. Arabacılar kiracılar yollarda konak mahallerde rençberler dahi hanelerinden ma'ada tarlalarda harmanlarda tedarik ettikleri teneke semaverler ile çay kullanırlar. Bu havalide çay otuz 30) seneden beri taammün etmiştir. Bir iki seneden beri darçın menku'u çay makamında istimale başlamış ise de adem-i taammümü hakkında verilen müzekkere-i acizanem üzerine bir dereceye kadar önü alınmaktadır. Dr.Şerif Soylu: Erzurum Sıhhi Cografya Kitabı 1913"



Bütün konular: 316
Bütün postalar: 464
Bütün kullanıcılar: 2988
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley

ZİYARETÇİ SAYACI

Çevrimiçi: ziyaretçi

Bugün: 147 ziyaretçi

Toplam: 2372747 ziyaretçi

IP Adresiniz: 3.144.91.90

ZİYARETÇİ DEFTERİ

KRONOLOJİK TARİH

» Dünya Tarihi Kronolojisi

» Türk Tarihi Kronolojisi

» Selçuklu Tarihi Kronolojisi

» Osmanlı Tarihi Kronolojisi

» İnkılap Tarihi Kronolojisi

» Bilim Tarihi Kronolojisi

» İslam Tarihi Kronolojisi

» Kurtuluş Savaşı Kronolojisi

» Avrupa Birliği Kronolojisi

» Sanat Tarihi Kronolojisi

İLKLER TARİHİ

» Türkiye'de İlkler

» İlk Buluşlar

» Dünyada İlkler Tarihi

» İlk Müslüman Türk Devletleri

» İlk Türk Devletleri

» Türk Edebiyatında İlkler

» Dünya Edebiyatında İlkler

» Türk Sinemasında İlkler

» Türk Sporunda İlkler

» Türk Tarihinde İlkler

ÜLKELER

» Ülkeler Hakkında Bilgiler

» Ülkeler Neleri İle Ünlü

» Az Bilinen Ülkeler

» Ülkeler ve Başkentleri

» Ülkelerin Para Birimleri

» Ülkelerin Tatil Günleri

» Ülkelerin İlginç Yasakları

» Ülkelerin Evlilik Gelenekleri

TARİH

» Haçlı Seferleri

» Osmanlı Eserleri

» Selçuklu Eserleri

» İnönü Savaşları

» Birinci Dünya Savaşı

» İkinci Dünya Savaşı

» İstanbul'un Fethi

SPOR

» Futbol

» Basketbol

» Voleybol

» Tenis

» Masa Tenisi

» Atletizm

» Cirit

» Olimpiyat Oyunları

RESİM

» Resim Nedir

» Resim Teknikleri

» Ünlü Türk Ressamları

» Çağdaş Sanat Akımları

» Renklerin Dili

2010 - 2014 Eğitici Bilgi

| Ana Sayfa | İletişim | Banner Kodları | Ziyaretçi Defteri |

Ödev
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol