Türkiyede İlkler
TÜRKİYE'DE İLKLER
MECLİS'E GİREN İLK KADIN MİLLETVEKİLLERİ
Mebrure Gönenç (Afyon )
Satı Çırpan (Ankara )
Şükran Orsbaştuğ (Antalya )
Sabiha Gökgül (Erbay ) (Balıkesir )
Şekibe İnsel (Bursa )
Hatice Özgener (Çankırı )
Huriye Öniz (Diyarbakır )
Fatma Memik (Edirne )
Nakiye Elgün (Erzurum )
Fakihe Öymen (İstanbul )
Benal N. Anman (İzmir )
Ferruh Güpgüp (Kayseri )
Behire Morova (Konya )
Mihri Pektaş (Malatya )
Meliha Ulaş (Samsun )
Esma Nayman (Seyhan )
Sabiha Görkey (Sivas )
Seniha Hızal (Trabzon )
İLK KADIN
İlk kadın opera sanatkârı Semiha Berksoy
İlk kadın Yüksek İdare Mahkeme Başkanı Firdevs Menteşe
İlk kadın Sendika Başkanı Dervişe Koç
İlk Türk kadın pilot Sabiha Gökçen
İlk kadın Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesi konusundaki öncü Prof.
Dr. Afet İnan
ilk kadın Sayıştay üyesi Fahrünisa Yetmen
İlk kadın Danıştay üyesi Şükra n Esmerer
İlk kadın Radyo spikeri Emel Gazimihal
İlk kadın TV spikeri Nuran Emren
Dünya Güzeli ilk Türk kadını Keriman Halis
ilk kadın bakan Prof. Türkan Akyol
İlk kadın TBMM Başkanvekili Neriman Neftçi
İlk kadın Belediye Başkanı Sadiye Ardahan
İlk kadın muhtar Gül Hanım
İlk kadın savcı N. Meliha Sanu
İlk kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu
İlk kadın jet pilotu Leman Altınçeki ç (Bozkurt )
İlk kadın subay Ülkü Sema Toksöz
İlk kadın emniyet müdürü Ş. Feriha Sanerk
İlk kadın Polis memuru A. Betül Diker
İlk kadın zabıta memuru Afife İpek
İlk kadın çöpçü Elif Yazgandır
İlk kadın büyükelçi Filiz Dinçmen
İlk kadın Hazine Genel Müdürü Aysel Gönül Öymen
İlk kadın hesap uzmanları Müşerref Çallılar Güzide Amark
İlk kadın genel müdür Mükerrera Aker
İlk kadın Yüksek Mühendis Sabiha Ecebilge (Güryaman )
İlk kadın yüksek mimar Münevver Gözeler
İlk kadın doktor Fıtnan Celal Taygun
İlk kadın Dişhekimi Ferdane Bozdoğan Erberk
İlk kadın eczacı Ruki e Kanat Arran
İlk kadın hostes Adile Tu
İLK ZİRAAT OKULU
1863 yılında İstanbul' da açıldı. Yeşilköy yakınlarındaki Ayamama Çiftliği' nde
kurulan bu okul, ileride gerçekleştirilecek bir basma fabrikasının işleyeceği
pamukları, çağdaş teknik ölçülerle yetiştirmek amacıyla eğitime başladı. Ancak,
umulan sonuç alınamadığından, 4 yıl sonra okul kapandı.
İLK YERLİ FİLMİN ÇEKİMİ
Birinci Dünya Savaşı' na Osmanlıların girmesinden sonra oldu. İlk film de,
Almanya' nın yanında Rusya'ya resmen savaş açılmasından üç Gün sonra çevrildi.
İlk savaş günlerinin coşkusuna kapılan bir topluluk, İstanbul yakınlarındaki
Ayastefanos ( Yeşilköy )' de bulunan bir Rus anıtını yaktı. Anıt yakılırken,
yedek subaylığını yapmakta olan Fuat Uzkınay da "alıcısı" ile bu olayı
görüntüledi. Böylelikle, 14 Kasım l914' e Yeşilköy' deki "Rus Anıtı'nın
Yıkılışı" adıyla 150 metrelik ilk Türk filmi meydana gelmiş oldu.
İLK YELKEN YARIŞLARI
1912-14 yıllarında, İstanbul' da oturan İngiliz yelkencilerince düzenlendi.
Ülkenin ilk yelken kulüpleri olan Moda, Büyükada ye Bakırköy kulüplerinin
kurucuları da, yine İngilizler olmuştu. Türkiye' de ilk resmi ve kurallara uygun
yelken yarışı, 12 Ağustos 1932 Günü düzenlendi. Yurt dışında kupa kazanan ilk
Türk yelkencisi unvanı ise Demir Turgut' a aittir. Yelkende ilk karşılaşmamız
da, 1936 yılı Berlin Olimpiyatları' yla başladı. İlk yelken Milli Takımı, Bezhat
Baydar, Dr. Demir Turgut ve Harun Ünsal' dan oluşmuştu.
İLK YÜZME SPORU
Çağdaş anlamda ilk kez 1910 yılında yapıldı.Yüzme sporunun Türkiye' ye yayılıp
tutulmasına büyük katkıda bulunanlar Selahattin Türsen (ilk direnme yüzücümüz),
Sait Selahattin Cihanoğlu (ilk sürat yüzücümüz) , Kema l Bey (ilk kule ve
tramplen atlayıcımız), Galatasaraylı Şeref Hüsamettin Bey ile "Yedibela " Fahri
Avad ' dır.
Yurdumuzda ilk yüzme yarışı, Galatasaray Kulübü' nce 15 Eylül 1923 günü İstanbul
Büyükada' da düzenlendi. Nejat Abut, Hikmet Melih ve onların ardından Suat
Erler, o dönemin unutulmaz yüzücüleridir.
Türkiye'de ilk yüzme havuzu, Ekrem Rüştü Akömer' in uğraşıyla 17 Temmuz 1931
günü Büyükdere' de açıldı. 25 metre genişlik ve 50 metre uzunluktaki havuzda o
gün yapılan yarışları, Beylerbeyi yüzücüleri kazanmışlardı. Yüzme dalında ilk
dış karşılaşma, 1934 yılında Moskova' da yapıldı. Bunu, daha sonra Leningrad' da
yapılan izledi. Bu yarışmalara katılan takımlarımız, ne yazık ki bir varlık
gösterememişlerdi.
İlk yüzme takımımız, şu sporculardan oluşuyordu:
"Fenerbahçe' den Leyla Asım Turgut , İstanbul Yüzme Kulübü' nden Cavidan
Erbelger, Galatasaray' dan Naili Moran, Suat Erler, Halil Dalhan, Mehdi Ağaoğlu,
Orhan Saka, İzmir Karşıyaka' dan Alparslan, Beykoz' dan Safvan Serim,
Karamürsel' den İhsan Keskin ve Beykoz' dan Adnan. "
Ülkemizde, yüzme dalında ilk yabancı karşılaşma ise 1937 yılında İstanbul Moda
Yüzme Havuzu' nda Macaristan ile yapıldı.
İLK Voleybol OYUNU
1919-1920 yıllarında oynanmaya başladı. Bir Amerikan örgütü olan YMCA' nın,
Basketbolün yanı sıra voleybole de önem vermesi ve bir özel salon açtırmasıyla
bu spor türü yurdumu za girdi. Salonun müdürü olan Amerikalı Dr. Driver' in bu
konudaki çabaları, voleybolün sevilmesine yol açtı. Dr. Driver' e yardımcı olan
kişi ise Selim Sırrı Tarcan' dır. Bu oyun ilk kez, Erkek Öğretmen Okulu' nda
Türkler tarafından oynandı.
Türkiye'd e ilk kez Suphiye Rifat adında bir kız, Fenerbahçe Erkek Takımı' nda
voleybol oynadı ve 1928 yılında bu takım, İstanbul şampiyonu oldu. Bu olay, Türk
voleybol geçmişinin ilginç unutulmaz bir anısıdır. Suphiye, Fenerbahçe Kız
Voleybol Takımı' nın da kaptanıydı.
İLK KADIN VETERİNER
1933 yılında Erenköy Kız Lisesi' ni bitirdikten sonra, "doktor" olmayı
düşünürken, fikir değiştirerek Yüksek Ziraat Enstitüsü' ne kaydını yaptıran
Sabire Aydemir, okuldan mezun olduktan sonra "ilk Türk kadın veterineri "
unvanını aldı. 2 yıl çeşitli laboratuvarlarda çalıştıktan sonra, tekrar okuluna
"asistan" olarak dönen Aydemir, 1945 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Daha
sonra Pendik, İnebolu, Ünye,Fatsa ve Samsun' da 1920' ye kadar mücadele
veterinerliği yapan Aydemir, emekli oldu.
İLK YAZ SAATİ UYGULAMASI
1 Temmuz 1940 günü yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararıyla başladı. Bir çeşit
Elektrik kısıtlaması olan yaz Saati uygulamasında yur dumuzda ilk kez Saatler
bir Saat geri alınmıştı.
İLK TÜRK PİLOTLARI
İlk Türk pilotları Süvari Üsteğmeni Fesa Bey' le İstihkâm Teğmeni Yusuf Kenan
Bey' dir. 1911' de havacı yetiştirilmek için gönüllü subaylar arandı. Paris' te
Bleno Havacılık Okulu' na gönderilen bu iki gönüllü Türk subayı, 1912' de okulu
bitirdiler. O yılın Şubat ayında Fransa' dan alınan iki uçakla Fesa ve Yusuf
Kenan beyler, uçmaya başladılar.
UÇAĞA BİNEN İLK KADIN
Uçağa binen ilk kadın Belkıs Şevket' tir . "Müdafaa-i Hukuk Nirva " denilen
Kadın Hakları Koruma Derneği üyesi olan Belkıs Şevket, 1913' te Fethi Bey' in
yönettiği uçağa binerek, İstanbul üzerinde do- laştı.
ULUSLARARASI OLİMPİYAT KOMİTESİ'NDE İLK
TÜRK
Türkiye' yi uluslararası Olimpiyat Komitesi' nde temsil eden ilk Türk, Selim
Sırrı Tarcan' dır. Tarcan, 1908-193 0 yılları arasında, sıkı olimpiyat
kurallarını yerine getirerek Türkiye' yi temsil etme hakkını elde etti. Onu,
1930-33 yıllarında Kemalettin Sami Paşa, 193?- 52 yıllarında da Reşit Saffe
Atabinen ve 1955' ten sonra da Suat Erler izlediler.
İLK TÜRKÇE BASIMEVİ
Osmanlılarda basım işleminin Türkçe olarak yapılması, ilk kez Macar asıllı
İbrahim Müteferrika tarafından başarıldı. İstanbul' da bir basımevi kurmak
isteyen Sait Efendi ile tanışınca, Türkçe basımevi açmanın yollarını araştıran
Müteferrika' ya, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa yardım etti. Dış ülkelerden araç
ve gereçler satın alındı. Yalova' da bir de kâğıt fabrikası kuruldu. Bütün
eksikler tamamlanınca, ilk Türk basımevi, Müteferrika' nın Sultanahmet' teki
evinde çalışmalarına başladı. 1727 yılında da dizgiye geçildi. Basılan ilk kitap
ise, Vankulu Mehmet Efendi' nin iki ciltlik " Lûgat- i Vankulu " (Vankulu' nun
Sözlük Kitabı ) adlı sözlüğüdür. Bu sözlük 1729' da yayınlanmıştır.
İLK TÜRKÇE SÖZLÜK
Kaşgarlı Mahmut' Un Araplara Türkçe öğretmek amacıyla 1072 - 1074 yıllarında
yazdığı " Divan-ı Lûgati' t - Türk " (Türk Dilleri Sözlüğü) adlı eseridir. 7 bin
500 sözcük içerir.
İLK TÜRKÇE GAZETE
1 Kasım 1831' de özel bir emirle yayınlanan " Takvim- i Vekayi " dir.
Yönetiminden Esut Efendi sorumluydu. Konuları dış olaylar, alım - satım ve
devletle ilgiliydi. Padişahlığın kaldırılışına kadar yayımlandı. 4068.
sayısından sonra TBMM Hükümeti tarafından "Resmi Ceride" adıyla çıkmaya başladı.
Günümüzde "Resmi Gazete" olarak yayınını sürdürüyor.
İLK TOPLU SÖZLEŞME
Dünyada ve Türkiye' de ilk toplu sözleşmenin 1776 yılında Kütahya'da yapıldığı
sanılmaktadır. Halen, aslı Kütahya Arkeoloji Müzesi' nde bulunan bir belgeye
göre Türkler, işçi haklarına öncülük etmiştir. İngilizlerin ilk sözleşmenin 1815
yılında İngiltere' de yapıldığını iddia etmelerine karşılık, yapılan
araştırmalar, ilk toplu sözleşmenin, Kütahya'da yapılan "Fincancılar Anlaşması "
olduğunu ortaya çıkardı. Seriye Mahkemesi sicillerinin tasnifi sırasında bulunan
anlaşma metnine göre, 1776 yılında Kütahya' da mevcut 24 çini ve fincan
atölyesinde çalışan çok sayıda usta ve işveren ile Anadolu Valisi Ali Paşa
zamanında bir sözleşme yapılarak işçi hakları tescil edildi
İLK TV YAYINI
Ülkemizde ilk Televizyon yayınlarını, İstanbul Teknik Üniversitesi başlattı.
Yayınlarla ilgili çalışmalara 1950 yılında geçildi. Projenin uygulama alanına
girmesi, verici cihazlarının gelmesi 1952' de tamamlandı. Aynı yıl da yayına
geçildi. Yayınlar, cihazların yetersiz oluşu ya da tahsisat yokluğu nedenleriyle
daha çok stüdyo çalışmalarıydı. Ancak, bir keresinde Kamera, Taşkışla' daki
Teknik Üniversite binasının damına çıkarıldı ve Mithatpaşa Stadyumu' nda oynanan
bir futbol maçı, oradan görülebildiği kadarıyla seyircilere iletildi. Teknik
Üniversite' nin yayınlarını izleyenlerin sayısını kesin olarak söylemek mümkün
değildi. Zira, TV sahiplerinden hiçbirinin PTT' ye kaydı yoktu.
Bununla birlikte, İstanbul' da o yıllarda iki bin televizyon alıcısının
bulunduğu tahmin ediliyor. Her cihazın en azından 5 kişi tarafından seyredildiği
düşünülürse, Teknik Üniversite' nin televizyon yayınlarını on bin kişinin
izlediği söylenebilir. TV yayınlarının yayın çevresi de kesin olarak
bilinmiyordu. Ancak, TRT Televizyonu, 1964' te resmen kuruldu. İlk kuruluş yeri,
Ankara' daki Mithatpaşa Caddesi' nde bulunan stüdyo idi. 31 Ocak 1967 akşamı ilk
resmi televizyon yayını, Ankara' da yapıldı.1968' de Almanya' dan sağlanan 5 KW'
lik verici ile kapalı yapılan yayınlar, devreden çıkarıldı. 31 Ocak 1968' de ise
TV deneme yayınları haftada 3 gün olarak başladı. Bu deneme yayınları 3 yıl
sürdü.
Yayınlar, 31 Ocak 1971' de 4 güne, 21 Haziran 1972' de de 5 Güne çıkarıldı. 1971
Ekim' inde İstanbul - İzmir - Ankara radyolink sistemi, TV nakline müsait hale
geldi. TRT, Ankara programlarını 1 Aralık 1971' de Çamlıca' daki PTT radyolink
terminali vasıtasıyla İstanbul' a aktardı. Bu yayınlar, 26 Ağustos 1972' ye
kadar İstanbul seyircisine yine İstanbul Teknik Üniversitesi Televizyonu
aracılığıyla seyrettirildi. 30 Ağustos 1972' den itibaren ise Çamlıca' daki
istasyon, 2.5 KW güçlü yayına geçti.
TV ' nin kendi ürettiği programlar, yayınların yüzde 72' sini, dış kaynaklı
yayınlar ise yüzde 28' ini teşkil ediyordu.
Mahmut Tali Öngören, TRT' nin ilk Program Dairesi Başkanı ve Ankara Televizyonu'
nun ilk müdürü oldu.İlk müdür olan Naum Efendi, Tiyatrosunda ilk kez yabancı
Tiyatro kumpanyalarının temsillerini oynattı.
Beyoğlu yakasında 1862' ye kadar yabancı dilde oyun oynatma yetkisi, Naum
Efendi' ye verilmişti. Bu süre, beş yıl uzatıldı. 1870' te çıkan bir yangında,
Naum Tiyatrosu kül oldu.Yerine, ünlü Hristaki Pasajı yapıldı.
Naum Tiyatrosu' nun Türk seyircisinden gördüğü büyük ilgi üzerine Güllü Agop,
İstanbul Gedikpaşa' da bir tiyatro açtı. O da Ermenice oyunlara yer verdi.
Türkiye' de Türkçe oyun " ilk kez " Güllü Agop' un tiyatrosunda oynandı. Bu
oyunun adı, " Sezar Borjiya " idi. 1868 yılında sahnelendi . Namk Kemal ve Âli
Bey' in de desteklediği Gedikpaşa Tiyatrosu, bir süre sonra yalnız yerli
oyunları sergilemeye başladı.
İLK KADIN TV SPİKERİ
Türkiye' de ilk deneme TV yayını başladığı srada, Ankara Üniversitesi Dil -
Tarih ve Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi' nde okuyan Nuran Emren (Devres),
spikerlik için açılan sınava katıldı. Sonuçlar açıklandığında, büyük bir hayal
kırıklığına uğradı. Kazananlar arasında adı yoktu çünkü. Ancak, 3 gün sonra
sınav iptal edildi ve yeni sınavı kazanmayı başaran, biri erkek, öteki bayan iki
kişiden biri oldu. Nuran Devres, böylece " İlk kadın TV spikeri " olma unvanını
aldı. Ancak, 3 yıl sonra evlendi ve mesleğini bıraktı.
İLK TELEFON
Yurdumuzda ilk telefon, Meşrutiyet' in ilanından sonra girdi. İlk telefon
santralını da, İstanbul' da 1911' de İngilizler kurdu. İkinci telefon santralı
İzmir' de, üçüncüsü de 1926' da Ankara' da açıldı. Ankara santralı, ülkemizin
ilk " otomatik " telefon santralıdır.
İLK SİNEMA GÖSTERİSİ
İstanbul Galatasaray' da, ünlü Sponek birahanesinde Polonyalı Vaynberg
tarafından düzenlendi. Bu olayı, Ercüment Ekrem Talu, " Perde - Sahne "
dergisine yazdığı " İstanbul' da ilk sinema ve ilk gromofon " başlıklı yazısında
şöyle anlatır:
"Çocuktum, sekiz - dokuz yaşlarında vardım. Tam tarihini söyleyemeyeceğim ama,
sanırım 1896 - 97 yıllarıydı. Bir cumartesi günü, rahmetli ağabeyim Nejat' la
birlikte okuldan çıktık. Cihangir' deki evimize gidecektik. Yatılı olmayan
arkadaşlarımızdan birisi, ' Duydunuz mu? ' dedi. ' Şurada Sponek' in salonunda
bugün sinematograf (sinema sözcüğünün kısaltılmamışı) göstereceklermiş. İlginç
bir şeymiş diyorlar, yeni bulunmuş... Fotoğrafın canlısı gibi bir şey imiş '.
Ağabeyimle ben, çocuk, bizimle Alay ediyor sandık, ama o içtenlikle konuşuyordu.
' Saa t 4' te başlıyormuş, ben gideceğim ' diye sözünü tamamladı. "
Ercüment Ekrem Talu, ilk sinema gösterisini, yukarıdaki cümlelerle anlattıktan
sonra, şöyle tamamlar:
" Bütün gösteri, yarım saat sürdü. Seans, geceye de birkaç kez yinelenecekti.
Çıktık. Fennin bu buluşunu birbirimize anlatmaya, çözümlemeye çalışıyorduk.
Aklımız bir türlü eriniyordu. İstanbul halkının çoğunluğu da bu konuyu
konuşuyordu. Kimi, bu sihirli buluşu günah sayıyor; kimi, gidip gördüğünden
ötürü tövbe edip, Tanrı' ya bağışlanmasını yakarıyordu. İşte ilk sinema,
sinematograf adıyla İstanbul' a böyle geldi. "
İLK SİNEMA SALONU
1908' de açıldı. İstanbul' da, Tepebaşı Şehir Tiyatrosu' nun eski komedi
binasında Pate şirketinin Türkiye temsilcisi Vaynberg tarafından yaptırıldı. "
Pate " adlı bu ilk sinema salonunun mimarı, Kampanaki idi. Sinemanın adı
sırasıyla Pate, Anfi, Asri ve Ses olarak değişti. 1912 yılında İzmir Kordon' da
açılan ikinci sinemadan sonra, 1914 başlarında İstanbul Beyoğlu' nda " Palas "
sineması kuruldu. Onu, Taksim Alanı' nda şimdiki Devlet Tiyatrosu salonunun
yanındaki yerde bulunan " Majik " sineması izledi. İlk Türk sinema salonu ise,
19 Mart 1914 günü " Milli Sinema " adıyla İstanbul' da Fevziye Kıraathanesi' nde
açıldı.
SESLENDİRİLEN İLK FİLM
Senaryosunu Nazif Tepedelenlioğlu' nun yazdığı " Bir Millet Uyanıyor " adlı
filmdir. 1932 yılında çevrilen film, Türkiye' de seslendirildiği ve Muhsin
Ertuğrul' un en önemli yapıtlarından birisi olduğu için ilginçtir. Filmin belli
başlı oyuncuları Ferdi Tayfur, Atıf Kaptan, Naşit Özcan, Emel Rıza ve Kevser' di.
Mustafa Kemal Atatürk' ün Söylev' inden derlenmiş olaylardan esinlenerek
yazılmış senaryonun, sağlam bir yapısı olmadığı için bu film, beklenen başarıyı
elde edemedi.
İLK SESLİ FİLM STÜDYOSU
1932 yılında İpek Film Şirketi kuruldu. İstanbul' da Nişantaşı' ndaki bir büyük
fırın, yeni baştan düzenlenerek " stüdyo " durumuna getirildi. Bu sesli film
stüdyosunun ilk eseri, Muhsin Ertuğrul' un yönetmenliğini yaptığı, " Bir Millet
Uyanıyor " adlı filmdi. Sesli film stüdyosunun yönetmeni ise, Morhen adlı bir
Alman ses mühendisiydi.
İLK KADIN SİNEMA OYUNCUMUZ
" Ateşten Gömlek " te oynayan Bedia Muvahhit ile Neyyire Neyir (Ertuğrul)'dir.
Sahnede olduğu gibi beyazperdede de o zamanlar, Müslüman kadınların çalışması
yasaktı. 1918' de bazı Türk kızları, öğrenci olarak " Darülbedayi "ye
alınmışlarsa da, bunlar sahneye çıkamamışlardı. İçlerinde Afife Hanım, 1920' de
Kadıköy' deki Apollon (Hale ) Tiyatrosu 'nda " Jale " takma adıyla sahneye
çıkınca, işe polis karışmıştı. 1921' de Darülbedayi' de Müslüman kadınların
çalıştırılmaması, resmi yoldan bildirildi, ancak aynı yıl Afife ile Şaziye Moral
hanımlar, bir başka temsilde oynadılar. İki sanatçı da, bu yüzden mahkemelik
oldular.
Muhsin Ertuğrul, " Ateşten Gömlek " i çevirirken, filmin ulusal konusundan
cesaret alarak, başlıca kadın kahramanlar olan Ayşe ile Kezban' ı, Türk
oyuncularının canlandırmasına çalıştı. Ayşe için Darülbedayi oyuncularından
Muvahhit' in eşi Bedia Muvahhit seçildi. İkinci rol için gerekli kimse
bulunamayınca, gazetelere ilan verildi. Vasfi Rıza Zobu, bir anısındaki ikinci
rol için, " nasıl kız oyuncu " bulunduğunu şöyle anlatır:
"İkinci rol için genç bir Türk kızı bulunamamıştı. Gazetelere ilan ettiler.
Ertesi gün tek bir Türk kızı başvurdu. Kemal Film' in bürosu, Sirkeci' de, Ali
Efendi Sineması' nın üstündeki iki küçük odanın içinde idi. O Gün, büroya
uğradığımda, Neyyire' yi gördüm. Kolejde öğrenciymiş. ' Film için müracaat etti.
Muhsin' i bekliyor ' dediler."
TÜRK TARİHİNDE İLK SANSÜR
Türk tarihinde basına " ilk sansür ", 11 Mayıs 1876 'da " Âli Kararnamesi " ile
konuldu. Gazetelerin, yayınlanmadan önce denetlenmesini emreden bu kararname
üzerine, " Basiret "
gazetesi şöyle bir ilanla çıkmıştı: " Matbaamızın makinesii bozulduğundan,
gazetemiz birkaç gün yayınlanmayacaktır. "
" Sabah " gazsetesi ise ilk gün " sansür " ün yasakladığı yazıların yerini " boş
" bırakarak yayınlandı. Ancak, tüm bu direnişler, tarih boyunca hemen her
dönemde, sansürün basının üzerinde " Demokles' in Kılıcı " gibi sallanmasını
önleyemedi.
TÜRK TARİHİNDE İLK SEÇİM
II. Abdülhamit' in tahta geçmesinden kısa bir zaman sonra, Kanun-ı Esasi kabul
edilerek Osmanlı Devleti' nde meşruti bir idare başladı. Kanun- ı Esasi' de
seçim yapılarak bir meclisin kurulması öngörülmüştü. Bu nedenle, Türk tarihinde
ilk seçim 1877' de yapıldı. Ancak, bu seçimler bir seçim yasasına göre
gerçekleştirilmedi. İllere, önemlerine göre kaç milletvekili çıkarabilecekleri
bildirildi. İlk seçimlerde halk, oy kullanmadı. İl meclisleri seçim yaptı. Bu
seçimler sonunda seçilen temsilciler, padişahın tayin ettiği Âyân Meclisi
üyelerinden meydana geldi. İlk Milli Meclis de 19 Mart 1877' de Dolmabahçe
Sarayı' nda ilk toplantısını yaptı. Daha sonra Sultanahmet' teki Darülfünun
binasında çalışmalarına başlayan bu meclisin ilk görevi, bir seçim kanunu
hazırlamaktı. Ancak, 1877-78 Osmanlı - Rus Savaşı' nın başlaması üzerine, Meclis
20 Haziran' da dağıldı. Aynı yıl içinde yine seçim kanunu olmadan, birinci
seçimde olduğu gibi yeni bir seçim daha yapıldı. Türk tarihinde ilk " Seçim
Kanunu " da, bu ikinci meclis tarafından yapılmıştır. Ama, bunun ömrü de uzun
sürmedi ve II. Abdülhamit tarafından feshedildi.
SATRANÇ ŞAMPİYONASI
Satranç oyununun ülkemizdeki geçmişi oldukça eskidir. Bu gerçeği, günümüzden 450
- 500 yıl önce yazılmış yapıtlardan öğreniyoruz. Bunlardan ilki, Kanuni Sultan
Süleyman döneminde Seferihisarlı İsmail Şaban' ın derlediği elyazmasıdır. Bu
kitap, satrancın yararları ve geçmişini anlatmaktadır. İkinci kitap da, 1680
yılında Kahire Mevlevihanesi Şeyhi Vanlı Dede' nin Mısır Valisi Abdurrahman
Paşa' ya gönderdiği kitaptır. Bu kitapta, oyunun ilk kez Hindistan' dan çıkıp,
İran' a, oradan da Anadolu' ya geçtiği anlatılmaktadır. Türkiye' de ilk ferdi
satranç yarışması ise, 1965' te yapıldı. Bu ilk yarışmayı, Seracettin Bilyap
kazanmıştı.
İLK RESİMLİ POSTA PULU
Edirne' nin düşman işgalinden kurtarılışının anısına çıkarıldı. 1913 yılına
gelinceye kadar Türk pullarında resim kullanılmadı. Bu ilk resimli posta
pulumuz, Londra' da bastırılmıştı. Edirne' deki Selimiye Camii' nin resmiyle
süslüdür.
TARİHİMİZDE İLK RASATHANE
1575 yılında, III. Murat tarafından İstanbul' da Tophane Tepesi' nde yaptırıldı.
" İstanbul Rasathanesi " adıyla anılan bu kuruluşun başında, Takiyüttin Mehmet
bulunuyordu. 15 bilginin katıldığı çalışmalarda, gözlemler ve yıldızların
belirli zamanlardaki yerlerini gösteren çizelgeler yapıldı. 1580 yılında
Şeyhülislam, padişaha sert bir mektup gönderdi. Bunun üzerine; III. Murat,
rasathaneyi, Kılıç Ali Paşa' ya verdiği buyrukla yıktırdı. Türkiye' de çağdaş
anlamda ilk rasathane,1911 yılında İstanbul 'da, Kandilli sırtlarında Eatin Hoca
diye anılan Fatin Gökmen tara fından kuruldu. Günümüzde de hizmet veren bu
rasathane, Türkiye' nin en büyük gözlemevidir.
İLK RENKLİ FİLM
1953 yılında Muhsin Ertuğrul' un yönettiği " Halıcı Kız " dır. Fotoğraf
yönetmenliğini Ahmet Cezmi Ar yapmıştı. İçinde renkli bir parça bulunan ilk Türk
filmi de, 1949' da çevrilen '' Çıldıran Kadın" dır. Filmdeki renkli parçada,
İstanbul' daki Kızkulesi' nin çok az süren bir görüntüsü yer almıştı.
İLK RENKLİ BELGESEL FİLM
1953 yılında Ali İpar' la, İlhan G. Arakon' un hazırladıkları " Bir Şehrin
Doğuşu " adlı filmdir. İstanbul' u anlatan film, Berlin Uluslararası Film
Şenlikleri' ne katıldı, ancak derece alamadı. Gerçek anlamda ilk belgesel Türk
fimi ise, Mazhar Şevket İpşiroğlu ile Sabahattin Eyüboğlu' nun birlikte
düzenledikleri " Hitit Güneşi " dir. Bu film, 1956 yılında Berlin Film
Şenlikleri' nde ikinci gelerek " Gümüş
Ayı " armağanını aldı. Siyah - beyaz olarak çekilen film, Anadolu' da Arkeolojik
kazılarda ortaya çıkan eserleri konu almıştı.
İLK RADYO YAYINI
Ankara ve İstanbul' da PTT 'nin posta görevlerinde yararlanmak amacıyla kurduğu
5' er kilovat gücündeki verici istasyonlarından, 1927' yılında yapıldı. Deneme
niteliğindeki bu yayınları, 1936' ya kadar Türk Telsiz Telefon Kuruluşu yönetti
.
İlk radyo istasyonu da, Ankara' da kuruldu. 28 Ekim 1938 günü sürekli yayınlara
başlayan bu yeni Radyo, uzun dalga " Türkiye Radyosu " ve kısa dalga " Ankara
Radyosu " adıyla görev yapıyordu. İstanbul Radyosu' nun sürekli yayına başlayışı
ise 1 Eylül 1949 günü gerçekleşti.
İLK PAZAR TATİLİ UYGULAMASI
Türkiye'de ilk pazar tatili uygulamasına, 29 Mayıs 1935 yılında yürürlüğe giren
yasa ile başlandı. Bu yasa çıkmadan önce, hafta sonu dinlenme tatili cuma idi.
İLK PETROL ARAMALARI
1887' de Ahmet Necati Bey tarafından İskenderun çevresinde başlandı. Derin
olmayan sondajlamayla yapılan bu ilk araştırma, istenilen başarıya ulaşamadı. II.
Abdülhamit dev rinde, 1890 yılında Musul ve Bağdat' ta doğal biçimde sızan
petrollerden yararlanıldı. 1892' de Mürefte dolaylarında görülen petrol
belirtilerinden sonuç elde etmek için bir şirket kuruldu ama, araştırma
yapılmadı. 1897' de çıkarılan bir buyrukla, buradaki petrolü çıkarma işi Halil
Rıfat Paşa' ya verildi. 1900' de Horadere' de açılan bir kuyudan petrol alındı.
Günde iki ton üretilmeye başlandı, ancak 1901' de verim düşünce, bu kuyu
kapatıldı. Cumhuriyet' in ilanına kadar yapılan çeşitli aramalardan sonra, 1926'
da çıkarılan Petrol Yasası ile, her çeşit aramanın yapılması ve yürütülmesi
yetkisi devlete verildi. 1935' de kurulan Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA),
Altın ve kömürden sonra, petrol arama ve işletmesini de üzerine aldı. MTA' nın
yürüttüğü çalışmalar ve petrol bulunan Raman - Garzan bölgeleri ile Batman' da
kurulan petrol rafinerisi, 1954' te çıkarılan bir yasa ile Türkiye Petrolleri
A.Ş. ' ye devredildi .
İLK NÜFUS CÜZDANI
Türk tarihinde ilk nüfus cüzdanı, 1863 - 1864 yıllarında yapılan sayımdan sonra
verildi. " Osmanlı Tezkiresi " denilen bu nüfus hüviyet cüzdanlarının çizgili,
düz bir kâğıt belge niteliğinde birer pusula oldukları, tarihçi Lütfi Efendi
tarafından yazılmıştır. Cumhuriyet' ten sonra 1927 yılında yapılan ilk nüfus
sayımından sonra , her yurttaşa " nüfus cüzdanı " verildi.
İLK NÜFUS SAYIMI
1831 yılında yapıldı. Ancak, bu nüfus sayımı, yalnız erkekleri kapladı ve
Anadolu ile Rumeli sancakları, sayımın dışında tutuldu. 1844' te yapılan sayımda
ise, kadınlar da sayıldı. Osmanlı sınırları içinde nüfusun 36.5 milyon olduğu,
yaklaşık olarak saptandı. 1884' te yapılan üçüncü nüfus sayımında, imparatorluk
sınırları içinde kalanların sayısı, 28 milyon 900 bin kişi idi.
Cumhuriyet döneminde, 28 Ekim 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında ise,
Türkiye' de 13 milyon 648 bin 720 kişinin yaşadığı belirlendi. 1935 yılında
yapılan ikinci sayımdan sonra, her 5 yılda bir düzenli olarak nüfus sayımları
gerçekleştirildi. Nüfus sayımlarını düzenleyen kuruluş, Devlet İstatistik
Enstitüsüdür.
İLK OSMANLI SARAYI
Osmanlı Devleti' nin ikinci hükümdarı Orhan Bey, ilk Osmanlı başkenti Bursa' da,
ilk sarayın yapımını başlattı. Beyazıt zamanında tamamlanan " Bursa Sarayı ", "
Timur' un orduları tarafından yıkıldı. Başkentin Edirne' ye taşınmasından sonra,
burada da saraylar yaptırıldı . Fatih Sultan Mehmet, İstanbul ' u aldıktan sonra
kenti Osmanlı Devleti' nin başkenti yaptı. Bu tarihten sonra da Osmanlıların en
ünlü ve büyük sarayları, bu ilimizde inşa edildi.
ONDALIK KESİRLERİ UYGULAYAN İLK TÜRK
Dünyada ve Türk tarihinde, matematikte " ondalık kesirler kuralı " nı ilk kez
uygulayan Türk, matematik ve Astronomi bilgini Cemşit' tir. Cemşit, " Sayı
Anahtarı " adlı ünlü eserinde, herhangi bir dereceden kök almanın yollarını
anlattı. Avrupalı matematikçiler, Cemşit' in bu buluşlarını ancak bir yüzyıl
sonra öğrenebildiler. Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Cemşit, 1437' de
Semerkant' ta ölmüştür.
İLK MORS TELGRAF SİSTEMİNİN KULLANILIŞI
Türk tarihinde Mors Telgraf Sistemi' nin ilk kez uygulanışına, 1855 yılında,
yani Kırım Savaşı sırasında başlandı. Haberleşme alanında büyük kolaylıklar
sağlayan bu buluş, adını, kendisini yayan Amerikalı Samuel Mors' tan almıştır.
İLK MUZUN YURDA GETİRİLİŞİ VE ÜRETİMİ
1870 yılında, Osmanlılar döneminde yurdumuza girdi. Muz, İskenderiye' den
Antalya' ya süs Bitkisi olarak getirildi. Bu tür muza " Musa Conson " denir.
Yine 1870' te, Musa Kavendiş adlı bir başka türün meyveleri, küçük, fakat güzel
ve kokuluydu. Ancak, yine de muzun dışarıdan alımı kolay ve ucuzdu. Gerçek
anlamda muz üretimine, 1950' li yıllarda Antalya, Anamur, Alanya, Dörtyol,
Fenike ve Adana' da başlandı. Üstün nitelikleriyle Anamur' da yetiştirilen muz,
ülkemizde en çok tutulanıdır.
İLK MİLLİ BASKETBOL TAKIMI
İlk Milli Basketbol Takımımız, ilk karşılaşmasını Yunanistan' la, 24 Haziran
1936 günü, Beyoğlu Halkevi Spor Salonu' nda yaptı. Bu maçı 49 - 12 kazanan
takımımızın kaptanı, Naili Moran idi. Öteki oyuncular ise Sadri Usuoğlu, Nihat
Ertuğ , Jak Habib , Hazdayi Penso , Feridun Koray, Dionisos Sakalak ve Hayri
Ersebük' tü .
Basketbolun resmen kuruluşu, 1 Mart 1959' da gerçekleşmiştir. 1936' da kurulan
bir federasyonla, voleybol ve eltopu (handball) ile birlikte yürütülen
basketbol, bu tarihte ayrı bir dal olarak Türk sporuna eklendi.