Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?
Burdasın: Forum => COĞRAFYA => Küresel Isınmanın Nedenleri ve Etkileri |
|
elif86 (şimdiye kadar 117 posta) |
KÜRESEL ISINMA NEDiR KÜRESEL ISINMANIN SEBEPLER NELERDiR? İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklıgın artmasına küresel ısınma deniyor. Daha ayrıntılı açıklamak gerekirse dünyanın yüzeyi günes ısınları tarafından ısıtılıyor. Dünya bu ısınları tekrar atmosfere yansıtıyor ama bazı ısınlar su buharı, karbondioksit ve metan gazının dünyanın üzerinde olusturdugu dogal bir örtü tarafından tutuluyor. Bu da yeryüzünün yeterince sıcak kalmasını saglıyor. Ama son dönemlerde fosil yakıtların yakılması, ormansızlasma, hızlı nüfus artısı ve toplumlardaki tüketim egiliminin artması gibi nedenlerle karbondioksit, metan ve diazot monoksit gazların atmosferdeki yıgılması artıs gösterdi. Bilim adamlarına göre iste bu artıs küresel ısınmaya neden oluyor. 1860’tan günümüze kadar tutulan kayıtlar, ortalama küresel sıcaklıgın 0.5 ila 0.8 derece kadar artıgını gösteriyor. Bilimadamları son 50 yıldaki sıcaklık artısının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkileri oldugu görüsünde. Üstelik artık geri dönüsü olmayan bir noktaya yaklasılıyor. Hiçbir önlem alınmazsa bu yüzyıl sonunda küresel sıcaklıgın ortalama 2 derece artacagı tahmin ediliyor. 2007’nin de dünya genelinde kayıtların tutulmaya baslandıgı son 150 yıllık dönem içinde en sıcak yıl olabilecegi öngörüsü var. Peki bu sıcaklık artısı yani küresel ısınma nelere yol açıyor, hayatımızı nasıl etkiliyor? Dünya iklim sisteminde degisikliklere neden olan küresel ısınmanın etkileri en yüksek zirvelerden, okyanus derinliklerine, ekvatordan kutuplara kadar dünyanın her yerinde hissediliyor. Kutuplardaki buzullar eriyor, deniz suyu seviyesi yükseliyor ve kıyı kesimlerde toprak kayıpları artıyor.Örnegin 1960’ların sonlarından bu yana Kuzey Yarıküre’de kar örtüsünde yüzde 10’luk bir azalma oldu. 20’inci yüzyıl boyunca deniz seviyelerinde de 10-25 cm arasında bir artıs oldugu saptandı. Küresel ısınmaya baglı olarak dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taskınların siddeti ve sıklıgı artarken bazı bölgelerde uzun süreli, siddetli kuraklıklar ve çöllesme etkili oluyor. Kısın sıcaklıklar artıyor, ilk bahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, hayvanların göç dönemleri degisiyor. Yani iklimler degisiyor. ste bu degisikliklere dayanamayan bitki ve hayvan türleri de ya azalıyor ya da tamamen yok oluyor. Küresel ısınma insan saglıgını da dogrudan etkiliyor Bilimadamları, iklim degisikliklerinin kalp, solunum yolu, bulasıcı, alerjik ve bazı diger hastalıkları tetikleyebilecegi görüsünde. Biz neler yapabiliriz ? sorusunun cevabı, Neler yapabiliriz ? baslıklı içerigimizde. Ayrıca Yapmamız Gerekenler baslıgına da bakabilirsiniz. Kaynak: kuresel-isinma.org Küresel Isınmanın Nedenleri: Hava kosullarının uzun bir zaman kesiti içinde ortalama durumu iklim olarak tanımlanır. Dünya son bir milyar yıl içinde yaklasık ikiyüzelli milyon yıl süren sıcak dönemler ve bunların ardından gelen dört büyük soguk dönem geçirmistir. Dünya yaklasık elli milyon yıl önce soguk bir döneme daha girmis, bu dönemde yüzbin yılda bir on bin yıl süreyle görülen sıcak dönemlerin haricinde soguma egilimi göstermistir. Su an bu sıcak dönemlerden biri yasanmaktadır. Dört bin yıl önce baslayan sıcaklık düsüsleri sonucunda Dünya'nın soguma egiliminin artması beklenmekteydi fakat bu artıs son yüzelli yıldır gerçeklesmemistir. Günes gibi dogal etkenlerle büyüyen bu artısın nedeni, özellikle son dönemlerde, büyük ölçüde insan kaynaklı olan sera etkisiyle olusan küresel ısınmadır. küresel ısınmanın sebepleri: Dogal Nedenler : Günesin Etkisi: ESA bilim adamlarından Paal Brekke; iklim bilimcilerinin uzun süredir Günes beneklerinin 11 yıllık döngüsel hareketini ve Günes'in yüzyıllık süreçler içinde parlaklık degisimini incelediklerini belirtmistir. Bunun sonucunda Günes'in manyetik alanı ve protonlar ile elektronlar biçiminde ortaya çıkan günes rüzgarının, Günes sisteminde kozmik ısımalara karsı bir kalkan görevinde oldugu açıklanmaktadır. Günes'in degisken aktivitesiyle zayıflayabilen bu kalkan, kozmik ısımaları geçirmektedir. Kozmik ısımaların fazla olması bulutlanmayı arttırmakta, Günes'ten gelen radyasyon oranını degistirerek küresel sıcaklık artısına neden olmaktadır. Günes'ten gelen ultraviyole ısınım aynı zamanda kimyasal reaksiyonların olustugu (ve dolayısıyla atmosferin tamamını etkileyen) ozon tabakası üzerinde degisiklige yol açacaktır. Dünya'nın Presizyon Hareketi: 1930 yılında Sırp bilim adamı Milutin MLANKOVÇ Dünya'nın Günes çevresindeki yörüngesinin her doksanbes bin yılda biraz daha basıklastıgını göstermistir. Bunun dısında her kırkbir bin yılda Dünya'nın ekseninde dogrusal bir kayma ve her yirmi üç bin yılda dairesel bir sapma bulundugunu belirtmistir. Günümüz bilim adamlarının bir çogu Dünya'nın bu hareketlerinden dolayı zaman zaman soguk dönemler yasadıgını ve bu soguk dönemler içindeyse yüz bin yıllık periyotlarda on bin yıl süreyle sıcak dönemler geçirdigini bildirmektedir. Bu da Dünya'nın dogal ısınmasının bir nedenini olusturmaktadır. El Nino'nun Etkisi: "Güney salınımı sıcak olayı" olararak tanımlanabilecek El Niño hareketi, 1990-1998 yıllarında tropikal dogu Pasifik Okyanusu'nda deniz yüzeyi sıcaklıklarının normalden 2-5º daha yüksek olmasına neden olmustur. Özellikle 1997 ve 1998 yıllarındaki rekor düzeyde yüzey sıcaklıklarının olusmasında, 1997-1998 kuvvetli El Niño olaylarının etkisinin önemli oldugu kabul edilmektedir. 1998'deki çok kuvvetli El Niño bu yılın küresel rekor ısınmasına katkıda bulunan ana etmen olarak degerlendirilebilir. Yapay nedenler : Fosil Yakıtlar: Kömür, petrol ve dogalgaz dünyanın bugünkü enerji ihtiyacının yaklasık u'lik bölümünü saglamaktadır. Yapılarında karbon ve hidrojen elementlerini bulunduran bu fosil yakıtlar, uzun süreçler içerisinde olusmakta fakat çok çabuk tüketilmektedir. Dünyanın belirli bölgelerinde toplanmıs bu yakıtların günümüz teknolojisiyle ¾'ünün yarısının çıkarılması imkansız; diger yarısının ise çıkarılması teknik olarak çok pahalıdır. Bu da fosil yakıtları yenilenemeyen ve sınırlı yakıtlar sınıfına sokmaktadır. Sera gazları: Sera Gazları Olusumu: Günes'ten gelen ısınların bir bölümü ozon tabakası ve atmosferdeki gazlar tarafından sogurulur. Bir kısmı litosferden, bir kısmı ise bulutlardan geriye yansır. Yeryüzüne ulasan ısınlar geriye dönerken atmosferdeki su buharı ve diger gazlar tarafından tutularak Dünya'yı ısıtmakta oldugundan yüzey ve troposfer, olması gerekenden daha sıcak olur. Bu olay, Günes ısınlarıyla ısınan ama içindeki ısıyı dısarıya bırakmayan seraları andırır; bu nedenle de dogal sera etkisi olarak adlandırılır sera etkisinin Önemi: Sera etkisi dogal olarak olusmakta ve iklim üzerinde önemli rol oynamaktadır. Endüstri devrimi ile birlikte, özellikle 2. Dünya Savası'ndan sonra, insan aktivitesi sera gazlarının miktarını her geçen yıl arttırarak yüksek oranlara ulastırmıstır. Bu etkinin yoklugunda Dünya'nın ortalama sıcaklıgının -18ºC olacagı belirtilmektedir. Ancak yasamsal etkisi olan sera gazlarının miktarının normalin üzerine çıkması ve bu artısın sürmesi de Dünya'nın iklimsel dengelerinin bozulmasına neden olmaktadır. Bu dogal etkiyi arttıran karbondioksit, metan, su buharı, azotoksit ve kloroflorokarbonlar sera gazları olarak adlandırılmaktadır. Ozon tabakasının incelmesi de baska bir etkendir. Sera Gazları : Karbondioksit (CO2): Dünya'nın ısınmasında önemli bir rolü olan CO2, Günes ısınlarının yeryüzüne ulasması sırasında bu ısınlara karsı geçirgendir. Böylece yeryüzüne çarpıp yansıdıklarında onları sogurur. CO2'in atmosferdeki kosantrasyonu 18. ve 19. yüzyıllarda 280-290 ppm arasında iken fosil yakıtların kullanılması sonucunda günümüzde yaklasık 350 ppm'e kadar çıkmıstır. Yapılan ölçümlere göre atmosferdeki CO2 miktarı 1958'den itibaren %9 artmıs ve günümüzdeki artıs miktarı yıllık 1 ppm olarak hesaplanmıstır. Dünyada enerji kullanımı sürekli arttıgından, kullanılmakta olan teknoloji kısa dönemde degisse bile, karbondioksit artısının durdurulması olası görülmemektedir. Sera Gazları: Metan (CH4): Oranı binlerce yıldan beri degismemis olan metan gazı, son birkaç yüzyılda iki katına çıkmıs ve 1950'den beri de her yıl %1 artmıstır. Yapılan son ölçümlerde ise metan seviyesinin 1,7 ppm'e vardıgı görülmüstür. Bu degisiklik CO2 seviyesindeki artısa göre az olsa da, metanın CO2'den 21 kat daha kalıcı olması nedeniyle en az CO2 kadar dünyamızı etkilemektedir. Amerika ve birçok batı ülkesinde çöplüklerin büyük yer kaplaması sorun yaratmaktadır. Organik çöplerden pek çogu ayrısarak büyük miktarda metan salgılamakta, bu gaz da özellikle iyi havalandırması olmayan ve kontrol altında tutulmayan eski çöplüklerde patlamalara ve içten yanmalara neden olmaktadır. Daha da önemlisi atmosfere salınan metan oranı artmakta ve bunun sonucu olarak da sera etkisi tehlikeli boyutlara varmaktadır. Sera Gazları: Azotoksit ve Su Buharı: Azot ve oksijen 250ºC sıcaklıkta kimyasal reaksiyona giren azotoksitleri meydana getirir. Azotoksit, tarımsal ve endüstriyel etkinlikler ve katı atıklar ile fosil yakıtların yanması sırasında olusur. Arabaların egzosundan da çıkmakta olan bu gaz, çevre kirlenmesine neden olmaktadır. Sera etkisine yol açan gazlardan en önemlilerinden biri de su buharıdır. Fakat troposferdeki yogunlugunda etkili olan insan kaynakları degil iklim sistemidir. Küresel ısınmayla artan su buharı iklim degisimlerine yol açacaktır. Sera Gazları: Kloroflorokarbonlar (CFCs): CFC'ler klorin, flüorin, karbon ve çogunlukla da hidrojenin karısımından olusur. Bu gazların çogunlugu 1950'lerin ürünü olup günümüzde buzdolaplarında, klimalarda, spreylerde, yangın söndürücülerde ve plastik üretiminde kullanılmaktadır. Bilimadamları bu gazların ozonu yok ederek önemli iklim ve hava degisikliklerine neden olduklarını kanıtlamıslardır. Bu gazlar; DDT, Dioksin, Cıva, Kursun, Vinilklorid, PCB'ler, Kükürtdioksit, Sodyumnitrat ve Polimerler'dir. Sera Gazları: Kloroflorokarbonlar (CFCs): 1- DDT: 1940-1950 yılları arasında dünya çapında tarım alanlarındaki böcekleri zehirlemek için kullanılmıstır. Kimyasal adı 'diklorodifeniltrikloroetan'dır. Klorin içeren bu gazın insan dahil diger canlılar için de öldürücü oldugu fark edildikten sonra üretimden kaldırılmıstır. 2- Dioksin: 100'ün üstünde çesidi vardır. Bitkilerin ve böceklerin tahribatı için kullanılır. Çogu çesidi çok tehlikelidir; kansere ve daha birçok hastalıga neden olmaktadır. 3- Cıva: Cıvanın en önemli özelligi diger elementler gibi çözünmemesidir. 1950-1960 yılları arasında etkisini önemli ölçüde göstermis, Japonya'da birkaç yüz balıkçının ölümüne neden olmustur. Bir ara kozmetik ürünlerinde kullanılmıssa da daha sonra son derece zehirli oldugu anlasılıp vazgeçilmistir. 4- Kursun: Günümüzde kalemlerin içinde grafit olarak kullanılmaktadır. Vücudun içine girdigi takdirde çok zehirleyicidir; sinir sistemini çökertip beyne hasar verir. 5- Vinilklorid: PVC yani 'polyvinyl chloride' elde etmek için kullanılan bir gaz karısımıdır. Solundugunda toksik etkilidir. 6- PCB'ler: PCB, ngilizce bir terim olan 'polychlorinated biphenyls' ten gelmektedir. Bu endüstriyel kimyasal toksik ilk olarak 1929'da kullanılmaya baslanmıs ve 100'ün üstünde çesidi oldugu tespit edilmistir. Bunlar büyük santrallerdeki elektrik transformatörlerinin yalıtımında, birçok elektrikli ev aletlerinde aynı zamanda boya ve yapıstırıcıların esneklik kazanmasında kullanılmaktadır. Bunun yanında kansere yol açtıgı bilinmektedir. 7- Sodyumnitrat: Füme edilmis balık, et ve diger bazı yiyecekleri korumak için kullanılan bir çesit tuzdur. Vücuda girdiginde kansere yol açtıgı bilinmektedir. 8- Kükürtdioksit (SO2): Bu gaz sülfürün, yagın, çesitli dogal gazların ve kömürle petrol gibi fosil yakıtların yanması sonucu açıga çıkar. Kükürtdioksit ve azotoksidin birbiriyle reaksiyonu sonucunda asit yagmurlarını olusturan sülfürürik asit (H2SO4) olusur. 9- Polimerler: Dogal ve sentetik çesitleri bulunmaktadır. Dogal olanları protein ve nisasta içerirler. Sentetik olanlarıysa plastik ürünlerinde ve el yapımı kumaslarda bulunup naylon, teflon, polyester, spandeks, stirofoam gibi adlar alırlar. Sera Gazları: Ozon: Ozon tabakasının incelmesi "Küresel Isınma"yı dolaylı yoldan arttırmaktadır. USNAS'ın 1979'da yayınladıgı raporda, ozon tabakasında %5 - arasında bir azalma oldugu gözlemlendigi öne sürülmüstür. Oysa bundan bir yıl önce Kasım 1978'de uzaya fırlatılan Nimbus-7 uydusundan alınan verilere göre toplam atmosferik ozon seviyesi 1979-1991 yılları arasında orta enlemlerde %3-%5, yukarı enlemlerde %6 ila %8 arasında azalmıstır (Gleason 1993). 1992 yılında Antartika'daki Ozon seviyesi ise 1979'daki seviyenin P'sine inmistir. 1950 ve 60'lı yıllardaki ozon kalınlıgı da 1990'lı yıllardan sonra 1/3'üne kadar inmistir. "The National Research Council"ın 1982 Mart raporuna göre CFC salınımı bu sekilde devam ederse 21. yy'nin sonunda stratosferdeki ozon miktarı %5 ile arasında bir degerde azalacaktır. Sera Gazlarının Bilinen ve Olası Etkileri: Dünyanın sıcaklıgı sanayi devriminden bu yana 0,45ºC artmıstır. Bunun esas nedeni fosil yakıtların yanması sonucu açıga çıkan CO2 ve diger sera gazlarıdır. Artan nüfus ve büyüyen ekonominin enerji gereksinimleri de fazlalasmaktadır. Bu gereksinimin karsılanması ise fosil yakıt tüketiminin artmasına ve atmosferdeki CO2 miktarının büyük ölçüde çogalmasına neden olmaktadır. Sıcaklık artısının olası etkileri teoriler biçiminde incelenmektedir. Sehirlerin Isı Adası Etkisi: Günesli ve sıcak günlerde, yogun nüfuslu ve yüksek binaların sıklıkla görüldügü kentsel bölgelerin çevrelerine göre daha sıcak olmaları, sehirlerin ısı adası etkisini olusturur. Bu asfaltlanmıs alanlar,bitki topluluklarının köreltilmis oldugu bölgeler ve siyah yüzeyler "ısı adası etkisi"nin baslıca nedenleridir. Kentlesmis alanlarda hava dolasımının yapılasmanın artısıyla engellenmesi ve dogal iklim ortamının bozulması yerel bir ısınmaya yol açar. Bu tür yerel ısınmalar da küresel ısınmayı arttırıcı etkidedir. Sehir planlamasında ve bina yapımında günes ile yapı arasındaki iliskinin iyi ayarlanması ısı adası etkisini engelleyecektir. Örnek Sehirleretroit (USA), Los Angeles (USA) ,Hong Kong (ÇN)... Smog: Havaya salınan fazla miktardaki gazlar, atmosferdeki havayı yogunlastırır, gaz tabakasını kalınlastırır. Bu yüzden gelen günes ısınları daha fazla emilir, daha az yansıtılır ve yapay bir sera etkisi olusur. Gazlar, özellikle büyük sehirlerde, Hava Yogunlugu (Smog) olusturarak etkili olmaktadır. Smog olusumunun bulundugu yerlesim yerlerinde yasayan insanlarda - Akciger agrıları - Hırıltı - Öksürük - Bas agrısı - Akciger iltihapları görülür. Sera Gazlarının Bilinen ve Olası Etkileri: Kuraklık ve seller: Sera etkisi çesitli iklim degisikliklerine yol açacaktır. Önlem alınmadıgı takdirde bazı doga olaylarının olumsuz etkileri çok büyük boyutlara ulasacaktır. Güç üretiminde azalma: Elektrik güç santrallerinin tamamı suya ihtiyaç duymaktadır. Sıcak geçen yıllarda elektrik istemi artacak fakat su miktarının azalmasından dolayı elektrik üretimi düsecektir. Bu da devlet ve halklara ekonomik sıkıntılar yasatacak, çesitli sorunlara neden olacaktır. Nehir ulasımında problemler: Sıcaklık artısına baglı olarak nehir sularının alçalması, suyolu ticaretine engel olusturup ulasım giderlerini arttırmaktadır. |
Bütün konular: 316
Bütün postalar: 464
Bütün kullanıcılar: 3003
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse